Cumhuriyetçilik İlkesi

1982 anayasasının 1. maddesinde devletin şekli Cumhuriyet olarak belirtilmektedir. Cumhuriyetin nitelikleri ise 2. maddede gösterilmektedir. Bu nitelikler Cumhuriyetçilik ilkesi, eşitlik, Atatürk milliyetçiliğine bağlılık, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayalı olma, sosyal devlet, laik devlet, insan haklarına saygı, Demokratik devlet, hukuk devleti ilkesi olarak dokuz maddeden oluşmaktadır. Bu maddeler Devletin temel nitelikleri olarak geçmektedir.

Cumhuriyetçilik ilkesi

Anayasanın 1. maddesinde de yer aldığı gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletin şekli Cumhuriyet olarak belirtilmiştir. Yani egemenlik belirli bir kişi yada zümreye ait olamaz, egemenlik halka aittir iradesi belirlenmiştir. Devletin başlıca kurumları halkın belirlediği seçim sistemine göre kurulmuştur. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nde veraset sistemi işlememektedir.

Atatürk Milliyetçiliğine Bağlılık

Milliyetçilik ilkesi 1924 Anayasası'nda 1937 yılında yapılan değişiklik ile anayasa eklenmiştir. Ancak 2. Dünya Savaşı'nın sebebiyle milliyetçilik akımı yerine 1961 yılında Milli devlet ibaresi kullanılmış, 1982 yılında ise bu kavram değiştirilerek Atatürk milliyetçiliğine bağlılık ilkesi kabul görmüştür.
Atatürk milliyetçiliği demokratik, Çağdaş ileri dönük ve gelişme yolundaki bir milleti ifade etmekte olup, Türk toplumunun dış Devletler'le uyum içerisinde muasır medeniyetler seviyesine çıkarılmasını öngören bir akım olarak kabul etmektedir. Atatürk milliyetçiliği, ırkçılık gibi akımları reddetmekte olup barışçıl bir insani milliyetçilik düşüncesidir.

Laiklik

1928 yapılan değişiklik ile Devletin dini İslam'dır ibaresi kaldırılmış ve 1937 yılında yapılan değişiklik ile laiklik ilkesi pozitif bir hukuk kuralı olarak anayasa girmiştir. Laiklik ilkesi Anayasanın 2. maddesinde yer almaktadır. Laiklik kısaca Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Laiklik ilkesi ve toplumun tüm fertleri din ve mezhep ayrımı yapılmaksızın eşit olarak görülmüş, dinin devlet işlerinde etkili olmaması ve Egemen olmaması esasları  benimsenmiştir.
Laiklik ile İnanç ve ibadet özgürlüğü güvence altına alınmıştır.

Demokratik devlet

Devletin demokrasi halkın egemen olduğu yönetim anlayışının anayasa ile benimsenmesidir.
Demokratik bir devlet yapısından ve demokrat devlet ilkesinin varlığından söz edebilmek için en önemli husus seçim ile halkın özgür irade ile seçtiği organların yetkili olmasıdır. Demokrasi zaten kısaca Halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelmektedir. Demokraside egemenlik halka aittir Genelde ne bir zümre ya da kişiye ait değildir.
Demokratik devlet ilkesine göre seçimler her vatandaşa eşit oy ilkesi ile yapılmış olması gerekmektedir.
Demokratik devletlerin en önemli unsurlarından biri çok partili siyaset olması ve yapılan seçimlerin yargı denetimlerine Tabii olmasıdır.
1982 Anayasası ve Anayasası'nda siyasi partiler demokratik bir devletin vazgeçilmez bir unsuru olarak görmüştür.

İnsan Haklarına Saygı İlkesi

1982 Anayasası'nda insan haklarına saygılı devlet tanımı kullanılmıştır. Buna göre insan doğuştan gelen ve devredilemez bir takım haklara sahiptir. Temel hak ve özgürlükler anayasa tarafından korunmaktadır.
1982 Anayasası'nda Ayrıca insan hakları konusunda milletler arası anlaşmalarda ülkemiz kanunlarıyla Aynı konuda farklı hükümler oluşması nedeniyle çıkabilecek bir takım uyuşmazlıklarda uluslararası anlaşma maddeleri uygulanacaktır ibaresi esas alınmaktadır.
Zaten 1982 Anayasası hazırlanırken uluslararası anlaşmalar özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu ve paralel bir anlayış hakim olmuştur.

Hukuk Devleti İlkesi

Anayasamızın 2. maddesinde geçen hukuk devleti Devletin unsurlarından biri olarak Hukukun üstünlüğü ifadesi geçmektedir.
Hukuk Devleti'nin unsurları arasında temel hak ve özgürlüklerin güvence altına almış olması ve mahkemelerin bağımsızlığı geçmektedir. Ayrıca hukuk devletinin gerekliliklerinin biri idari işlemlerin hukuk denetimine tabi tutulmasıdır.
Hukuk devleti ilkesine göre devletin tüm iş ve işlemleri hukuk denetimine tabidir.
Hukuki kurallar ve kanunlar açık anlaşılır ve birbirine çelişmeyecek şekilde olması gerekmektedir.

Sosyal Devlet

Sosyal devlet ilkesi devletin vatandaşı toplumsal ve sosyal refah kavuşturmak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini meşru kılan anlayışı ifade etmektedir.
Sosyal devlet ilkesi ile devlet, vergi adaletini sağlayarak vatandaşın emek ve sermayesinin dengeli bir biçimde düzenlenmesini sağlayıp, özel teşebbüslerin güvence altında çalışmasına katkıda sağlamak gibi gerekliliklere dayanmaktadır. Sosyal devlet ilkesi kısaca, halkın refahını yükselmesi için devletin aktif müdahalesini ve ekonomik yönden halkın gerekliliklerini düzenlenmesini ifade eder.

Eşitlik


Eşitlik ilkesi, 1982 anayasasının 10. maddesinde düzenlenmiştir. Eşitlik ilkesine göre her birey din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi akım gibi ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir hükmü geçmektedir.
2010 yılında yapılan değişiklik ile kadınlar lehine pozitif ayrımcılık kuralını güçlendirmek amacıyla 7 adet madde eklenmiştir. Ayrıca çocuklar, yaşlılar, Şehit dul Yetimler, gaziler ve özürlüler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz hükmü getirilmiştir.
Bu değişikliklere istinaden özel olarak korunması gereken vatandaşların (yukarıda belirtilen) korunması ile ilgili alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olmayacağı anayasal güvence ile sağlanmıştır.

Başlangıç Hükümlerinine Bağlılık

1982 Anayasası'nda başlangıç hükümleri olarak geçen kuvvetler ayrılığı, laiklik, Üniter devlet yapısı gibi maddelere bağlılık ifade edilmektedir.